Ofist'ten çatı katı renovasyonu: Karaköy Loft
"Tek kişilik konsept bir hayat için tasarlanan Karaköy Loft, Ofist Mimarlık tarafından projelendirildi."
2004 yılında iç mimar ve tasarımcı Yasemin Arpaç ve Sebahattin Emir tarafından kurulan Ofist, üstlendiği her proje için bulunduğu zamana ve mekana ait çözümler üreten bir mimarlık ofisi. Bugün kadar pek çok konsept projeye imza atan Ofist, aynı zamanda tasarım alanında da bir çok ödülün sahibi… Ekibin en son ortaya koyduğu projelerden biri ise Karaköy'de yeniden yapılandırdıkları ve tasarladıkları çatı katı dairesi, Karaköy Loft.
"Natürellik, rahatlık, fonksiyonellik" anahtar kelimeler...
Tarih boyunca ticaretin kalbinin attığı Karaköy'de yer alan 180m2'lik çatı katı, tarihi Galata Kulesi'ne ve Ermeni Kilisesi'ne sahip panoramasıyla büyüleyici bir atmosferin taşıyıcısı. Bina, konumu itibariyle pek çok yeni sanat galerisinin, butiklerin, restoranların ve otellerin hareketliliğinin tam ortasında yer alıyor. Bu anlamda, binanın konumlandığı mekanın ruhunu örtmeyecek şekilde tasarlanan iç mekanda da ev sahibinin istediği "natürellik, rahatlık, fonksiyonellik" anahtar kelimeler olarak çıkış noktası oluyor. Tasarımı yönlendiren malzeme seçimlerinde ve mekan kurgusunda da yine aynı temeller üzerinden yol alınıyor.
Sıradandan uzak, karakteristik detaylar
Karaköy’de bulunan çatı katı dairesinin renovasyon süreci, ilk olarak ev sahibi tarafından başlatılmış. Ofist mimarlarının sürece dahil olduğu noktada binanın alt katları iş yeri olarak tamamlanmış… Kat inşaatında çatı penceresi açılmış… Bodrum katına inen hidrolik asansör çalışmalarına da başlanmış…. Ancak Ofist ekibinin projeye müdahil olmasıyla birlikte, ev sahibi aslında hedeflediği yaşam alanına, alışılmışın dışında tasarımlarla da ulaşabileceğini görmüş. Sonrasında da mekanı konvansiyonel detaylardan uzak kılacak fikirler ve uygulamalarla proje geliştirilmiş. Evin konumu, ev sahibinin yaşam tarzı ve ihtiyaçları doğrultusunda tasarım sürecine başlanmış.
Karaköy Loft, tek kişi sürdürülen bir hayat için planlanmış. Bu nedenle açık kat planı düşünülmüş. Hacmi küçük küçük odacıklara bölme gerekliliği olmamasının avantajı kullanılarak da tüm mekan bir bütün olarak ele alınmış. Belirlenen tasarım konsepti çerçevesinde birkaç fikir kurgulanmış ve genele uygulanabilecek şekilde tasarıma aktarılmış.
Kurguda gün ışığını artırmak, önem verilen detaylardan biri olmuş. Bu anlamda ön cephede var olan küçük pencere boşlukları genişletilmiş. Eskiden bulunan küçük pimapen pencerelerin yerine cephede boylu boyunca açıldığında tüm salonu bir balkon hissiyatına kavuşturacak kayar katlanır, pencere sistemi oluşturulmuş. Bu pencerenin önündeki parapet sayesinde oturmak için de bir alan yaratılmış. Böylece Getronagan Kilisesi ile Galata Kulesi’nin tarihi görselliği, mekanın içine doğmuş.
Alt kat-üst kat veya yatak odası-mutfak diye ayırmadan, boylu boyunca tek bir duvar, depolama ünitesi mantığında tasarlanmış, 60x60cm’lik karolaj demir çubuklarla uygulanmış. Oluşturulmuş bu karolaja ihtiyaca göre yerleştirilecek çeşitli raflar, ayraçlar, askılar yerleştirilmiş. Bu parçalar, sonrasında kullanıcının istekleri doğrultusunda yeniden organize edilebilecek fonksiyonellikte kurgulanmış. En yüksek bölümün önüne de demir putrellerle bir kedi yolu yapılmış.
Projedeki renk, malzeme ve sıcaklık dengesi sıradışı çözümlemelerle sağlanmış. Özellikle standartlardan uzak malzeme kullanım alanları ve formlarıyla tasarımsal bir duruş sergilenmiş. İhtiyaç duyulan yumuşaklığı ve sıcaklığı sağlamak için genelde zeminlerde kullanılmasına alışık olunan ahşap, (iroko) tavan boyunca kullanılarak, malzemenin geleneksel kullanım yeri kalıpları kırılmış.
Mekana sakinlik katması açısından hem alt kat salonunun hem de üst kat yatak odasının bir duvarı komple doğal taş kaplanmış. Misafir odası hariç alt katın zeminlerinde de gelişi güzel bir açı ile 60x60cm doğal zemin taşı uygulanmış. Aynı malzeme, mekan içinde kaybolup gitsin diye sehpa tablasına da döşenmiş.
Üst kata çıkan merdivenler, 10mm sacdan imal edilmiş. Genel olarak tüm korkuluklarda lama veya boru demir kullanılmış.
Üst katın kesintisiz tüm yüzeylerinde çimento bazlı bir yüzey işlemi gerçekleştirilmiş. Banyo da, duş zemini de, yatak ve küveti barındıran kütle de ikinci bir malzeme kullanmadan oluşturulmuş. Banyo duvarlarında özel ebat Tureks Skyline mermeri kullanılmış. Aynı mermer krom bir çerçeve içerisinde banyo tezgahı olarak devam ettirilmiş.
Mutfak tezgahı olarak başlayan demir karkaslı beton kütle, konsol taşınan bir yemek masası ve devamında da şömineye tezgah olarak yansıtılmış. Ve bütün bu uygulamalar tamamlandığında da projenin sonuna gelinmiş. Çünkü gerekli olan tüm fonksiyonlar, ev sahibinin yaşam biçimi ve hayat felsefesi de dahil evin kabuğu ile birlikte zaten şekillendirilmiş. Bu anlamda ev, her şeyiyle zaten kendisi için tasarlandığından, kullanıcının evi kişiselleştirmek için özel bir çaba sarf etmesine de gerek bırakılmamış.
Ev sahibine göre…
"Ofist yaratıcıları, yaşayacağım evin içerisinde izlerim olmasına izin vererek, içimdeki tasarımcıyı canlandırdılar… Fazla canlandığında da kibarca dikkatimi dağıtıp kendi bildiklerini yaptılar. Sonunda yaşamaktan her dakika keyif aldığım bu ev çıktı ortaya."
Proje Künyesi
Tasarım: OFIST / Yasemin Arpaç – Sabahattin Emir
Elektrik: Birtes Elektrik
Mekanik: DSM Mühendislik
Fotoğraflar: Koray Erkaya