otel dekorasyon

başa dön
06 EYLÜL
5708 defa Okundu

Her katı farklı farklı tasarlanan Pritzker ödüllü otel

Tasarımıyla kat kat yükselen bir tesis

Hotel Silken Puerta America Madrid, ultra modern mimarisiyle tasarımın önemine vurgu yapan, konuklarını tasarımla ağırlayan bir tesis…

Mimari yapı projelerinin temelinde yatan tasarım felsefesinin derinliği ne kadar fazlaysa, aradan yıllar geçse bile hakkında söz söylemeye değecek pek çok detay bulunabiliyor. İspanya'da bulunan Hotel Puerta America Madrid'te işte bu projelerden biri.

2005 yılında konuklarını ağırlamaya başlayan tesis, modern mimari olarak değerlendirildiğinde son derece başarılı bir yapı olarak anılıyor. Projenin en temel özelliğiyse her katının ayrı bir dünya olarak kurgulanması, konuklarına yaşamak istedikleri ambiyansı seçme fırsatı tanıması. Öyle ki projenin tasarım aşamasında farklı tasarımcılar bir arada fakat her biri kendi tasarım çizgisinde çalışarak mimari konsepti belirlemişler. Ve projenin tamamında 13 ülkeden 19 farklı tasarım ve mimarlık stüdyosunun sanat ve tasarım başarıları, bu yapıda bir araya getirilerek masalsı bir rüya yaratılmış.

Hangi stilde konaklamak istersiniz?

Hotel Puerta America Madrid'in popülerliği aslında bir sır sayılmaz. Çünkü daha dış cephesindeki renklerinin canlılığı, çeşitliliği ve pek tabi ki çarpıcı ultra modern iç tasarımı, göz ardı edilemeyecek kadar özgün.

12 kattan oluşan yapının her katı eşsiz bir şekilde tasarlanmış. 308 odası ve 34 suitiyle benzeri olmayan bir yaşam alanı oluşturulurken, her odada farklı malzeme kombinasyonları, renkler, ışıklar ve geometrik formlar kullanılmış. Bu sayede tesiste konaklayan misafirler için sıra dışı bir atmosfer kurgulanmış. Her şeyden evvel de hayranlık duygusu uyandırmak hedeflenmiş. Buna ek olarak farklı tasarımların yarattığı bu farklı dünyalarda, her bireye kendisinin en özel olduğu hissettirilmek istenmiş.

Dış cephe tasarımı Pritzker Ödülü Jean Nouvel'a ait.

Hotel Puerta America Madrid'in dış cephe tasarımı, 2008 yılında dünyanın en prestijli mimarlık ödülü olan  Pritzker'i almış ünlü Fransız mimar Jean Nouvel tarafından tasarlanmış. Projenin bir başka ünlü mimarıysa Arata Isozaki. Tokyo Üniversitesi mezunu olan ve uzmanlık alanı modern mimari olan Isozaki, bu projede minimalizm ve lüksü bir araya getirerek odalarda eşsiz atmosferler yaratmış.

Tesis lobisi İngiliz mimar John Pawson tarafından tasarlanmış. Tesisin tam kalbi olan bu alanda huzur veren sıcacık bir atmosfer yaratılmış. Bu etki, yarı dairesel bir resepsiyon alanında kullanılan doğal ahşap ile sağlanmış. Modern tasarımıyla konuklarını ağırlayan lobi restoranıysa, modern endüstriyel tasarım alanında örnekler sunan tasarımcı Christian Liaigre'in eseri.

Modern mimarinin temsili, ilham veren duygular oteli

Hotel Puerta America Madrid pek çok mimar ve tasarımcının yaratıcılıkları sayesinde, artık modern mimarinin  temsili olan eserler arasında anılmaktadır. Norman Foster, Richard Gluckman, Zaha Hadid Architects, Plazma Studio, yenilikçi Avustralyalı tasarımcı Marc Newson, Teresa Sapey… Ve işte bu adı geçen tasarımcıların her birinin kendi stilini kullanarak tesis yaşam alanını zenginleştirmeleri ve konuklara konaklarken de eğlenceli ve ilham verici dugularla seslenmeyi başarmış olmaları, yüzyıl mimarisinde görülen yüksek bir başarı olmuş.






 

Hotel Puerta Tasarımcıları

Teresa Sapey - Otopark (çarpıcı renkler)

John Pawson - resepsiyon ve toplantı odaları

Christian Liaigre - Restoran (Latin esintileri)

Marc Newson - Kokteyl bar

Zaha Hadid  - 1. kat  (kıvrımlı hatlar)

Norman Foster - 2. kat  (elegant)

David Chipperfield - 3. kat (lüks ve gizlilik)

Plazma Studio - 4. kat (geometrik formlar)

Victorio & Lucchino - 5. kat (modasal)

Marc Newson - 6. kat (sade lüks ve konfor)

Ron Arad - 7. kat (kıvrımlı formlar)

Kathryn Findlay & Jason Bruges - 8. kat (ışık oyunları)

Richard Gluckman -  9. kat (renk blokları)

Arata Isozaki -  10. kat (geleneksel Japon)

Javier Mariscal & Fernando Salas - 11. kat (güçlü  titreşimler)

Jean Nouvel - 12. kat , çatı katı ve  zemin