Saray mimarisi ile öne çıkan Mary Palace Resort
Bölge siluetinde fark yaratan Mary Palace resort Hotel, şık ve zarif saray mimarisi ile tasarlandı
2004 yılında kurulan; mimari proje, dekorasyon uygulama ve yatırım danışmanlığı alanlarında hizmet sunan KMN Mimarlık, çevre dokusu ile uyumlu yapılar tasarlıyor. Günümüz teknolojisine uygun, estetik, fonksiyonel mimariler yapılandırırken; yatırımcının finansmanını da gözetiyor, doğru yerde doğru eserler ortaya çıkartmak hedefini taşıyor. Ofisin son projesi olan Mary Palace Resort de mimari detaylarıyla öne çıkıyor.
Mimar Üstün Kaman ve ekibi, konuklarda saray algısı yaratacak bir atmosfer için çalışmış...
Yaklaşık 10 bin m2 alan üzerinde tasarlanan tesis, 216 oda 669 yatak kapasitesi olacak şekilde mimarilendirilmiş. Mimari tasarım gerçekleştirilirken, bölgesel dokunun ve parsel yapısının etkili olduğunu belirten Mimar Üstün Karaman, bölge silüetinde fark yaratacak bir yapı ortaya çıkartmak için çalışmış. Özellikle tesisin bulunduğu Manavgat – Çolaklı Bölgesi’nde adeta bir doku haline gelen kule mimarisi, Mary Palace Resort’te de kullanılmış. Ancak bu düşey cephe hareketi, mümkün olduğunca çevreyi ve insanları rahatsız etmeyecek sayıda ve oranda bırakılmaya çalışılmış. Kulelerin uç kısmına da otelin logosuna atıfta bulunarak, aslan heykelleri yerleştirilmiş.
KMN Mimarlık yetkilileri, Mary Palace Resort’e yapı olarak bakıldığında, uzunlamasına bir cepheye sahip olduğunu belirtiyorlar. Bu sebepten ötürü de oda balkonları arası bölücü duvar cephelerinde, dikey cephe elemanları ve dikey aydınlatma kullandıklarını, bu sayede de ana binanın olduğundan daha uzun görünmesini sağlayabildiklerini ifade ediyorlar.
Suyun akışkan yapısı, tesis genelindeki ana formun belirleyicisi olmuş...
Ana yapı projesinin yanı sıra iç mekanların fonksiyon ve bölümleri tasarlanırken, sezon hava şartları da planlamaya katılmış. Şu an bir yaz oteli olarak hizmet sunan tesisin, ileride kış sezonunda da hizmete açılabileceği düşünülmüş. Bu nedenle de benzer tesisler arasında örneklerine çok rastlanmayacak şekilde, oldukça rahat genel mekanlar tasarlanmış. Bahçe alanında yüzme havuzu uzunlamasına, neredeyse tüm otel cephesini kapsayacak kadar projelendirilmiş. Bu da su faktörünün tesisin her bölgesinde hissedilmesini sağlamış.
Saray kültürünün izlerini taşıyan, lüksü modern konsept algısıyla sunan Mary Palace Resort’un, iç mimari dekorasyon projesi, bugüne kadar pek çok nitelikli turizm tesisinde de imzası bulunan Tuba Soner Design Office’e ait...
Adının, hem mimaride hem de iç mimari konseptte belirleyici olduğu Mary Palace, tam anlamıyla saraylı bir dekorasyon ile projelendirilmiş. “Palace-Saray” isminden yola çıkılarak klasik bir tasarıma gidilen tesiste, mermer malzemenin doğallığı ve güzelliği hissedilir derecede mekanlara yansıtılmış.
Öncelikle dış cephe mimarisinde kulelerin tepesindeki gold aslanlar ve tesis girişine konumlandırılan aslan figürleri, gücün sembolü olarak karşımıza çıkarılmak istenmiş. Resepsiyon bölümündeki leopar desenli CNC kesim mermerler, lobi aydınlatmasının ihtişamlı kristal avizesi, Rönesans dönemine ait tablolar ve mermer kolonlar, 24 ayar altın kaplamayla zenginleştirilmiş.
Altının ihtişamı, siyah ve beyazın asil duruşu, mekan mimarisini kuvvetlendirmiş.
Tuba Soner Design Office ’Mary Palace’ın hemen hemen tüm mekanlarında altının, lüksü ve zenginliği sembolize eden rengini kullanmış. Bunun yanı sıra bugünün modernliğini tamamlayacak şekilde siyah ve beyaz rengin o asil duruşundan da ilham almış. Dünya tarihinde ince işçiliğin en iyi yansıtıldığı, saraylı hayatın ihtişamına yakışır derecede tasvirlenen Rönesans Dönemi tabloları, tüm tesiste duvarları süsleyen birer dekorasyon öğesi olarak kullanılmış.
Farklı bir yorumla, klasik fusion bir tesis projesi olan otel, saray motifleriyle ön plana çıkmakta.
Tesisin odalarında da mekan konseptinde kurgulanan saraylılık duygusundan taviz verilmemiş. Altın kaplamalı karyola çubukları ve ayna kullanımı, beyaz lake kaplama mobilyalarla kombinlenmiş. Siyah granitin dresuar olarak kullanıldığı odalarda, çizigili duvar kağıtları mekana modern bir efekt yüklemiş. Rönesans tabloları ise tesis genelinde kullanılan dekorasyonun devamı olmuş.
Restoran bölümündeki renk ahenginin yanı sıra ahşap ve metalin bir arada kullanımı, mekana ayrı bir tat katmış.
Longe bölümündeki siyah lake ve gold, çok iyi yorumlanarak dijital baskılarla desteklenmiş.
Osmanlı A’la Carte Restoranı’nda imparatorluk dönemi detaylarına yer verilmiş. Sultan kaftanlı tablo ile mekana girilmesinin ardından, sağ bölümde kullanılan çintemani CNC ve bölümlendirilmiş mekan, konukları Osmanlı çizgileriyle sarmalamış.
İtalyan Restoran’da ise salaş atmosferin yanı sıra tesis genelindeki klasik fusion hava yaşatılmış. Zeminlerde kullanılan karo mozaikler ve yine duvarlarda uygulanan taş beton görünüm, İtalyan Toscana Bölgesi çizgilerini yüklenmiş.