Güney Afrika da lüks bir safari oteli: Sandibe Okavango Lodge

Nicholas Plewman Architects tarafından mimarilendirilen Sandibe Safari Lodge,  Botswana’da UNESCO’nun dünya mirası olarak ilan ettiği Okavango Deltası içinde bulunan butik bir otel...

Doğada tasarlamak ya da doğa için tasarlamak, mimarinin ve iç mimarinin tasarım gücünü sergileyebileceği alanlar. Teknolojinin kolaylaştırdığı bir takım hammaddeleri kullanamıyor olmak, sürdürülebilirlik ilkeleriyle inşa ederken bile doğanın tam kalbinde olunduğu sorumluluğunu hissetmek; belki de mimari ve iç mimari profesyonellerinin meslek hassasiyetine çok daha fazla önem vermesi gerekenlerden. Üstelik bir de buna doğal konfor ve lüks duygusunu yaşatmak isteği ekleniyorsa, tasarımda ne kadar yaratıcı olunabildiği esas önem taşıyanlardan... İşte Sandibe Safari Lodge, tam da bu özenle tasarlanmış bir yapı. Lüksün doğa ile, doğal kurgunun konforla buluşturulduğu ikonik bir tasarım. 

Sürdürülebilirlik ilkeleriyle doğaya zararı sıfır bir tesis tasarlandı.

24 yataklı, 12 odalı lüks bir butik otel olan tesis, Afrika’nın güneyinde dünyanın yedi doğa harikasından biri olarak kabul edilen bölgede yer alıyor. İlk olarak 17 yıl önce inşa edilen tesis, dünya mirasına yakışır derece, ekolojik dengeyi bozmayacak şekilde projelendirilmiş. Ağaçlar ve bataklık boyunca zikzak çizerek bir ahşap zemin üzerine kazıklar çakılarak ve el yapımı organik hammaddelerle inşa edilmiş. Heykelsi bir görünüme sahip tesiste, doğaya zararı sıfır bir sistem kurulmuş. Doğanın oldukça hassas bir dengesi olduğundan sürdürülebilirlik ilkelerinden taviz verilmemiş. Bu anlamda tam bir yeşil bina tanımına uyan yapıda, tamamen doğaya karışabilir malzemeler kullanılmış. Bütün atıklar için biyolojik bir arıtma tesisi projelendirilmiş. Enerji gereksinimlerinin de sürdürülebilir kökenli olmasına dikkat edilmiş.

Sandibe Okavango Lodge’ta, lüks yaşam ile eko-tasarım birleştirildi.

Son derece lüks ve yüksek standartlarda tasarlanan Sandibe Safari Lodge, eşsiz ve ilham verici bir tasarım olarak kurgulanmış. Yapının nerdeyse tamamında padavralar ve yerel ağaçlar kullanılmış, eğrisel formlar verebilmek için lamine çam kirişler tercih edilmiş. Dış cephe ve korkuluklardaysa okaliptüs çıtaları kullanılmış. Veranda zeminleri FSC kontrollü Amerikan sert ağaç ürünleriyle döşenmiş. Tamamı nefes alabilen bina cephesinin iklimsel şartların zorluklarına karşı dayanımı da yükseltilmiş. İç mekanda kullanılan eğrisel ahşap yapı, tıpkı bir göğüs kafesi gibi iç mekanların tavanını oluşturmuş. Bu sayede doğal havalandırma ve bunun mekan içindeki akışı sağlanmış.

Doğa ile karışık lüks tasarım harmonisi...

Tüm cephelerin Afrika safari manzarasına açıldığı tesiste, son derece rafine ve doğal bir ortam kurulmuş. Odalarda, özellikle Afrika’da sıkça karşılaşılan bir tür olan dokumacı kuşların yuvalarından ilham alınmış.  Elle örülmüş palmiyelerden mimarilendirilen odaların yanı sıra, koyu renk ahşap üzerine serilen postlar, hem mekana maskülen bir hava hem de elegant bir duruş eklemiş. Öte yandan lüks duygusunu hissettirecek şömineler, özel serinleme havuzları da safari keyfine beş yıldızlı tatil konforunu taşımış.

İyi ve güçlü bir mimari, bulunduğu çevresel doku ile uyumlanabilmeli.

Kullanılan ahşap doku ve seçilen ahşap renkler, tesisi doğal çevreyle bütünlemiş. Aydınlatma ve ayna haricinde camın kullanılmadığı Sandibe Safari Lodge’ta yüksek konfor ve lüks hissini yaratan iç mekan düzenlemesinde tasarımın gücü ortaya konmuş. Bu sayede Afrika’nın en ücra yerlerinden birinde olunduğu duygusu tamamen silinmiş. Tesiste ayrı bir sosyal aktivite bölümü olan bar alanı da yine ahşap kullanılarak tasarlanmış. Doğadaki huzurun ve dinginliğin yansıtıldığı iç mekan dekorasyonunda, mutlak bir minimal efekt yaratılmış.