Geleneksel Meksika kültürünün modern yorumu: Chapulin
Chapulin Restoran, Meksika geleneğinden geldiği şekilde; sadece yemeklerin lezzetleriyle iştah kabartmak için değil, haz verici tüm duyuları uyandırmak ve eşsiz bir deneyim sunmak için tasarlanmış.
Meksika asıllı Amerikalılar’ın kültürel sentezinden esinlenilerek tasarlanan Chapulin Restoran, İspanyol tasarım ofisi Sama Architects ve Mob Studio ortaklığı ile dekore edilmiş.
11.000 adet seramik karo, Oaxacalı kadınlara ürettirilmiş.
Chapultepec’te bulunan restoran girişi, heykeltıraş Adán Paredes tarafından dizayn edilmiş. Konuklar, "El Alacran" seramik atölyesinde Oaxacalı kadınların elleriyle yaptığı 11.000’den fazla seramik karodan oluşan eşsiz bir giriş koridoru ile karşılanmak istenmiş. Koridor boyunca seramiklerin kavisli duvarlara uyum sağlamasına özen gösterilmiş. Burası aynı zamanda, restoran ile bütünleşik bulunan otel lobisi ile geçisi de sağlamış. Koridorun devamına, konukları cezbeden enfes lezzetlerin kokusunun yanında, geleneksel Meksika içkisi olan stilize mezcalin duruşlu dijital pano, Ignacio Rodríguez Bach tarafından tasarlanmış.
Ahşap ve hasır dokular, geometrik desenler...
Yemek bölümündeki detaylar, geleneksel Meksika stilinde yoğun olarak kullanılan ahşap ve hasır dokulu yüzeylerle kurgulanmış. Bunun yanı sıra Meksika desenlerini andıran geometrik formlar ve sepetler de yine bu alanın favori materyalleri olmuş.
Lobiden bar bölümüne erişim oldukça düz bir hatla sağlanmış. Bu bölüm, daha çok soğuk materyaller olarak nitelendirilebilecek; mermer, granit ve camdan oluşturulmuş. Bunlar da ahşap kaplama duvar panelleriyle kontrast yaratmış. Tasarımcılar gerçekleştirdikleri mekan kurgusunda, Meksika'daki eski sömürge zamanlarının zarafetini temsil etmek istemişler.
Yemek alanındaki mobilyalar Mob Studio tarafından projeye özel olarak tasarlanmış. Deri döşemeli taburelerin, hasır örgüden sandalyelerin, geometrik form dokulu zeminlerin kullanımında, Kolombiya öncesi kültüründen beslenilmiş.
Katlama pencere sistemi ile mekan iki farklı alana bölünmüş. Oldukça keyifli tasarlanan hem teras alanında hem de iç mekanda, Chapultepec Bölgesi’nin eşsiz orman manzarasının kaybedilmemesine önem verilmiş. Bunun yanı sıra katlanır pencere sistemi sayesinde büyük cam pencere boşlukları oluşturulmuş. Böylece hem gün ışığından maksimum oranda yararlanılmış, hem de doğal bir havalandırma sistemi oluşturulmuş.
Mekan konseptine olduğu kadar lezzet konseptine de önem verildiğinden, mutfak şefi için ayrı bir oda tasarlanmış. Mekanın sol arka bölümüne tasarlanan odayla, şefin lezzetlerinin tadına varmak ve onunla konuklar arasında samimi bir bağ kurmak amacı güdülmüş. Mekanda kullanılan ahşap tonoz tavan, bu özel odaya kadar devam ettirilmiş.
Özel yemek davetleri için tasarlanan, toplam 25 kişilik yemek masalarının bulunduğu odada, kavisli tavan ve duvar formu tercih edilmiş. Tamamı siyah - beyaz etnik desen oluşturan seramiklerle kaplanmış. Bu alanın yanına teras ve havuza erişim sağlayan minik bir dinlenme odası konumlandırılmış.
Restoranın giriş holünün yanında bulunan şarap mahzeni, aynı zamanda dekoratif bir öğe olarak kurgulanmış. Kaba ahşap kütüklerden oluşturulan raflar, tüm duvar boyunca uzayan formuyla, oldukça şık ve konsept bir kurgu oluşturmuş. Bu bölümün kütük formlu asma ahşap aydınlatmaları, son derece özgün bir duruşun simgesi olmuş.