Eski geçitler arberetum, mezbahalar aşçılık okulu oldu
Evvel zaman içinde üstünden vızır vızır geçtiği bir yol varmış…
Yoğun araç trafiğinden yıpranan yol artık araçların ihtiyacını karşılayamaz olmuş.
Bu nedenle de yıkımına karar verilmiş. Ama öyle bir şey olmuş ki egzoz dumanından, araçların gürültüsünden yorulan yol içinde bin bir çeşit bitkinin yetiştiği, kütüphanesi, kafesi, çiçek pazarları olan bir yaşam merkezine dönüşmüş…
Bir varmış bir yokmuş ile başlayan masallardan biri değil bu. Gerçek bir hikâye… Eskidiği için yıkmak yerine yeni bir kimlik ile yeniden hayata kazandırılan mimari projelerden sadece biri. Güney Kore’nin başkenti Seul’deki üst geçitin ve dünyanın daha birçok yerindeki dönüşüm projesi takdiri hak ediyor.
Kentin ortasında bir doğa harikasına dönüştü
Osaka’da Nankai Elektrikli Demiryolları’nın sahip olduğu bölgeye yapılan park, sıra dışı tasarımı ile dikkat çekiyor. Nankai Elektrikli Demiryolları’nın, mimarlardan Osaka’ya kentsel bir kimlik kazandıracak yapı talep etmesi üzerine tasarlanan Namba Parkı, Jerde Ortaklığı tarafından tasarlanmış. Namba tren istasyonunun hemen yanında yer alan park, büyük bir doğal yaşam alanı ve alışveriş merkezinin birleşiminden oluşuyor. Yoğun kentsel doku içinde ortaya çıkan yeşil alan, 30 katlı bir kulenin yanında, sekiz katlı ve aşamalı olarak teraslarla aşağıya inen tasarıma sahip. Eğimli park cadde ile buluşuyor. Ağaçlar, kaya blokları, akarsular, şelaleler ve teraslar ile zengin bir yaşam alanına sahip olan park, kanyon ile ikiye ayrılıyor.
Geçmişi üst geçit, geleceği arberetum
Yetmişli yıllarda araç bağlantı yolu olarak inşa edilen Seul İstasyonu Üst Geçidi, geçmişini geride bırakıyor. Yolun emniyet durumunun incelenmesinin ardından ağır vasıtaların geçişi yasaklanan üst geçit, yıkılmak yerine dönüştürülüyor. 2015 yılının başında düzenlenen bir tasarım yarışması ile üst geçit yeşil ve eğlenceli bir yaşam alanına dönüştürülüyor. Kamusal alana toplam 9 bin 661 metrekare yeni alan katacak şekilde düzenlenen geçide, eğlence fonksiyonları ve yeşil alanlar ile yeni bir kimlik kazandırılacak. Geçitte arberetum da yer alacak. Yeni yaşam alanında bitki gruplarına göre tasarlanacak özel bölümlerin yanı sıra çay, kahve, çiçek satış noktaları, sokak pazarları, kütüphaneler ve seralarda yer alacak.
Dubai’nin depoları kültürle dolacak
Dönüşüm hikâyelerine bir örnek de Dubai’den bu sefer mekan ise set halindeki 4 depo… Dubai’nin Alserkal Caddesi üzerinde bulunan depolar, Hollandalı mimarlık firması OMA tarafından yeniden tasarlanıyor. Kültürel etkinliklerin gerçekleşeceği bir alan haline dönüştürülecek olan depolar yeni yüzleriyle 2017 yılında açılışa hazırlanıyor. Avrupa ve Amerika’da önemli işlere imza atan OMA, bu proje ile Dubai’ye de girmiş olacak. OMA, Moskova’daki Garage Museum ve Glasgow’daki Factory Theatre’de kullandığı şeffaf sürgülü kapıları burada da kullanacak. Büyük çaplı kamusal aktivitelere, sergilere, performans ve konferanslara ev sahipliği yapması planlanan yapının, tasarım ve sanat konusunda ilerleyen bir kent olarak Dubai’nin en önemli kültürel alanlarından biri olması bekleniyor.
Eski ambar modern bir eve dönüştü
İngiltere’de eski bir ambar yenilenerek modern bir eve dönüştürüldü. Projenin mimarı SDA Architecture… Geçmişte ambar olarak inşa edilen ancak uzun yıllardır kullanılmadığı için harabeye dönen bina, mimari dokusundan dolayı yıkılmak yerine yeniden hayata kazandırıldı. İşe binanın yıpranmış duvarlarının restorasyonu ile başlanmış. Büyük bir zarar görmüş çatı mimari yapının unsurları korunarak yenilenmiş. Pencere ve kapı üniteleri de çağdaş bir yorumla yeniden yaratılmış. Dış cephede olduğu gibi iç cephede de tarihi doku korunmuş. Mermer zeminlerin kullanıldığı yenileme projesinde kullanılan yumuşak renklerle dingin bir dekorasyon hedeflenmiş. Çatının eğiminin modern bir hareket kattığı yüksek tavanlı yatak odası gibi evin önemli bölümleri ise beyaz renge teslim edilmiş.
Mezbahanın aşçılık okuluna uzanan hikâyesi
İspanya’nın Cadiz kentinde tarihi bir kasaba olan Medina’da bir zamanlar mezbaha olan eski bir bina artık bir aşçılık okulu… Beyaza boyalı evleri ve seramik çatılarıyla ünlü olan Medina’daki iki tarafı duvarlarla diğer tarafları ise komşu yapılarla kapalı olan mezbaha 19. Yy’da inşa edilmiş. Mezbahanın geniş bir avlusu bulunuyor. Tuğla duvarları, taşları ve Fenike tarzı kolonları ile dikkat çeken mezbahaya bölgenin dokusuna uygun yeni bir çatı yapılmış. Bu çatı eski binayı güçlendirecek şekilde tasarlanmış. Aşçılık okulu olarak yeniden yorumlanan mezbahaya yeni misyonu için farklı dokular da kazandırılmış. Tasarımda, binanın hava almasını sağlayacak ve aşçılık okulundakilerin yemeklerde kullanabilecekleri bitkileri yetiştirebilecekleri küçük avlular oluşturulmuş.
Tereyağ fabrikasından konuta
Eski bir tereyağ fabrikasıydı şimdi ise bir konut. Melbourne’deki bu bina AA Architects tarafından tasarlanmış. Mekan tasarımlarında alışılan düz çizgilerin aksine bu tasarımda orijinal mekanın kıvrımlı ve eğri formları korunarak sıra dışı bir hava yaratılmış. Konutun içindeki akışkan ve heykelsi merdiven tasarımın en çarpıcı detaylarından. AA Architects, merdivenin formunu daha da hareketlendirerek dramatik bir etki yaratmayı hedeflemiş. Merdiven sanki gerilmiş hissini uyandırıyor. Açık plan yerleşimde zemin kattaki yaşama, yemek yeme, mutfak alanları; banyo, çamaşır odası ve depo etrafından dolanan ve dönen duvarlarla birbirine eklemleniyor.