TMB binasının enerjisi labirentten geliyor

TMB binasının enerjisi labirentten geliyor

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Genel Merkez Binası, mimarisi ve teknolojisi ile yapı sektörüne öncülük ediyor. Ankara’daki TMB binası pasif iklimlendirme için yapılan Türkiye’nin ilk modern yeraltı labirentinden, cephesi için tasarlanan gölgeleme elemanlarına kadar her yönüyle sürdürülebilirlik ilkeleri üzerine tasarlandı.

Avcı Architects tarafından tasarlanan bina LEED BD+C: New Construction kategorisinde, LEED Platinum Sertifikası almaya da hak kazandı. Böylece, Türkiye’de bugüne kadar ticari binaların aldığı Platinum Sertifikası’nı ilk kez bir dernek binası almış oldu.

Şeffaflık ilkesi vurgulanıyor
Türkiye Müteahhitler Birliği Genel Merkezi, tipik bir ofis binasının gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra yoğun aktivitelere ve çok sayıda ziyaretçi ağırlamaya imkân tanıyan fonksiyonlara sahip. Pasif ısıtma ve soğutma teknikleri açısından Türkiye’de ilk kez kullanılan sistemleri bünyesinde barındıran binanın tasarımında birliğin kurumsal şeffaflık ilkesine vurgu yapılmış. Bu doğrultuda iç ve dış mekânlarda geçirgenlik esas alınmış.

Ankara’nın tipik karasal iklim koşullarının göstergesi olan gündüz ve gece sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkı kullanarak binanın ısıtma ve soğutmadaki enerji sarfiyatı minimize edilmiş. Bunun için bodrum katlardaki otoparkların altına bir betonarme labirent tasarlanmış. Yazın gece boyunca dış ortamdaki soğuk hava bacalardan geçerek bu labirenti kat ederken, yoğun beton kütlenin soğumasına ve adeta bir batarya gibi bu soğukluğu hapsetmesine yardımcı oluyor. Gündüz ise dışardaki sıcak hava bu bataryadan geçirilir, soğuk beton kütle sayesinde sıcaklığını bırakıyor. Ofis katlarına ulaşan bu hava, yine betonarme döşemeler içerisine döşenmiş borulardan geçirilerek ‘chilled beam’lere (soğuk kiriş) ulaştırılarak mekâna yayılıyor.

Enerji tasarruflu LED aydınlatmalar, binanın fiziksel durumunu kontrol altında tutan otomasyon sistemi, gün ışığına ve harekete duyarlı aydınlatma seviye otomasyonu, gökyüzünde ışık kirliliğini azaltan dış aydınlatma tasarımı binanın önemli ekolojik unsurlarını oluşturuyor.

Peyzaj tasarımında az su tüketen endemik bitkiler ve sulama gerektirmeyen bitkiler tercih edilmiş. Bu sayede yeşil çatı sistemi, su tasarrufu sağlarken yaz aylarında binanın ısınma gereksinimini azaltarak enerji tasarrufuna da katkı sağlıyor.

Yapının katlarının kendi aralarında dik düzleminden bağımsızlaşarak sağa ve sola kaymalar yaptığı görülüyor. Bu şekilde birbirinin tam üzerine binmeyen katlar bir diğer kat için açık alana ve saçaklara dönüşmüş. Bu kütleyi kaplayan cephe kabuğu ise iki katmandan oluşuyor.

Binanın cephe kabuğu iki katmandan oluşuyor. Yapıyı saran ilk katman klasik bir cam cama birleşimli panel sistem, ikinci katman ise gölgelendirme ve güneş kontrolünü sağlayan paslanmaz çelik mesh. Bu katmanın yoğunluğu bina sakinlerinin dışarısı ile ilişki kurmalarına engel olmadan, yönelimlere göre açıklıkları optimize ederek güneşten kaynaklı ısı kazanımının önüne geçmek üzere hesaplanmış.