YENİ TAŞ ÇAĞI: EREMITO
İtalya’nın iç bölgesinde ve Perugia’nın batısında bulunan Eremito Otel, 3 bin hektarlık korunmuş bir doğa örtüsüyle çevrili durumda. Otelin bulunduğu ve ülkenin manastırlarıyla ünlü ruhani bölgesi, otelin ekolojik tatil tercihiyle son derece uyumlu.
Hazırlayan: Sunay Gedik
Eremito, dört yıl süren sabırlı bir çalışmayla ve konan her bir taş için titiz bir işçilikle terk edilmiş harap bir evden bir otel olarak yaratılmış. Binaların inşasında, 13. yüzyıl İtalyan taş duvarcılığı sanatına bağlı kalınmış ve 130 bin taş kullanılmış.
Geleneksel görünümüne karşın Eremito, teknolojik açıdan ve sürdürülebilirliği sağlamak için son derece modern bir şekilde tasarlanmış. Örneğin, elektriği güneş enerjisi ile yardımıyla üretiliyor ve otelin tüm ihtiyacını karşılamaya yetiyor olsa da ana aydınlatma kaynağı olarak mum ışığı kullanılıyor. Otelin çeşitli noktalarında 400’ün üzerinde mumluk var. Bu tercih, otelin tarihi dokusunu ve geçmişle olan bağını güçlendiriyor.
Otelin sahibi girişimci ve moda tasarımcısı Marcello Murzilli, otelin konseptini “doğanın ortasında birer hiçiz” cümlesiyle özetliyor. Otelin inşasına başlamadan önce, 50 ayrı manastırı gezdiğini söylüyor.
İç tasarım: Küçük oda tercihi
Zaman, huzur ve münzevilik gibi eski dönem lükslerine odaklanmış iç tasarımda, doğal malzemeler kullanılırken az sayıda ama oldukça konforlu mobilyalar seçilmiş. İç tasarımda yaratılan atmosfer, mum ışığı tercihiyle daha da vurgulanmış. Umbria bölgesindeki manastırlardan ilham alınarak yapılan tasarım, “Fransiskan minimalizm” olarak tanımlanabilir.
Otel odaları, manastırlarda inziva odalarının küçük hücresel yapısı düşünülerek 9 metrekareden oluşuyor.
Dijital detoks
Toplamda 14 odası bulunan otelde, tek ve çift kişilik yataklı odalar tercih edilebiliyor. Tüm odalarda demir başlıklı Fransız stili yatak, duş ve banyo bulunuyor. Taş duvarlarda meditasyon için nişler açılmış ve odalar yemyeşil bir vadiye ya da gül bahçesine bakıyor.
Yatak tekstilleri el yapımı kendir ipliğinden yapılmış. Doğal havalandırma nedeniyle odalar, klimaya ihtiyaç duyulmaksızın yazın serin oluyor. Kışın ise odun kazanı kullanılan taban ısıtma sistemi kullanılıyor.
Otelin konaklama konseptinde, konukların ruhani olarak arınması ve yenilenmesi hedeflendiğinden odalarda modern dünyanın iletişim araçları TV, telefon ve kablosuz internet bulunmuyor. Konukların en güzel lüksü, zaman ve huzur...
Otel mutfağı, keşiş kültüründen ilham alınarak yerel organik kaynaklardan sağlanan vejetaryen menülerden oluşuyor. Yemekler büyük bir salonda mum ışığında ve sessizce yeniyor.
Cep telefonunun da çalışmadığı otelde, konuklar modern dünyanın insanı esir alan alışkanlıklarından kurtuluyor, müthiş bir yenilenme ve dinlenme olanağı buluyor.