otel dekorasyon

başa dön

Burada herkes kendi efsanesini yaşar The Land Of Legends Theme Park

Burada herkes kendi efsanesini yaşar
The Land Of Legends Theme Park

Rixos Hotels, Emaar Gayrimenkul PJSC ve Dragone Productions ortak girişimi ile hayata geçirilen Türkiye’nin en büyük yaşam ve eğlence parkı The Land of Legends Theme Park, yeni nesil eğlence anlayışı ile çocukları, gençleri ve yetişkinleri macera ve heyecan dolu bir yolculuğa çıkarıyor.

Antalya Belek’te açılan yeni nesil eğlence destinasyonu, etkileyici mimarisi ve eğlence dünyasının dahisi olarak bilinen Franco Dragone’nin sahne ve görsel sanat tasarımlarıyla yepyeni bir konsepti Türkiye’ye taşıdı. The Land Of Legends Theme Park’ın nefes kesen atmosferi, yediden yetmişe herkese daha önce hiç keşfedilmemiş büyülü bir dünya sunuyor.

Dünyanın ilk müzikal bot şöleni, Türkiye’nin çocuklara özel tasarlanmış ilk oteli “Kingdom” çocuk krallığı, Su Dünyası, Efsaneler Kulesi, 43 metre yüksekliğe ve saatte 86 km hıza sahip Water Coaster, mayo ile girilen 5D sinema deneyimi, sörf ve dalga havuzları, park için özel olarak tasarlanan orijinal ve nefes kesici karakterlerin gösterileri ve pek çok sürpriziyle unutulmayacak bir tatil ve eğlence olanağı sunuyor.

Mimar Birol Gültekin, Rixos The Land Of Legends Theme Park projesinin otel bloğunu Antik Roma’dan esinlenerek tasarlamış. 2012 yılında fikir ve araştırma çalışmalarına başlanan otelin inşaatına 2014 yılında start verilmiş. Otel bloğu bir yıl içinde tamamlanmış.

Gültekin Mimarlık’ın bu işteki partnerlerinden biri olan Jack Rouse’un su parkı ile ilgili konsept fikirlerini Mimar Birol Gültekin bir adım daha ileri taşıyarak geliştirmiş ve projeyi şekillendirmiş. Uygulama projeleri de Gültekin Mimarlık tarafından yapılmış. Uygulama projelerinin teknik detaylarını tedarikçi firmalara dağıtan Gültekin Mimarlık, şantiyede kurduğu güçlü organizasyon yapısı sayesinde, toplam projenin üçte ikisini oluşturan park ve AVM’lerden oluşan etap bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmış.

Tesiste içerisinde teknelerin dolaşabildiği bir su kanalı, otel bloğu ile parkın bulunduğu alanı birbirinden ayıran unsur olarak düşünülmüş.

Kanalın her iki tarafına ünlü markaların yer alacağı mağazalar sıralanmış. Kanal, güneydeki su oyunlarının yapıldığı gösteri alanından başlayarak 500 metre ilerledikten sonra LEGENDS TOWER adı verilen yapının önünde sona eriyor. Sindirella Kulesi önünde, masaldaki gibi Sindirella’yı baloya götürmek için bekleyen muhteşem arabası ve atları bekliyor. Parkın önümüzdeki yıl yapılması planlanan bölümü ise bu sihirli kulenin arka tarafında kalıyor.

2 metreyi bulan dalgalar
The Land of Legends Theme Park içerisinde yer alan sörf havuzunda suya meydan okuyabilir, dalga havuzunda yanardağ patlamaları altında boyları 2 metreyi bulan dalgaların tadını çıkarabilirsiniz. Yanardağ konsepti ile ilgi çeken bu alanda beyaz kumla oluşturulan keyifli plaj ortamında güneşlenebilirsiniz. Crazy Zone’da geçirdiğiniz eğlenceli dakikaların ardından, dilerseniz tüm koşuşturmalardan uzakta sessiz, dingin bir ortam sunan Lazy Zone’da dinlenerek günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

Büyüleyici bir dünya
Yirmi yılı aşkın bir süredir Franco Dragone kendine has, benzersiz bir dünya inşa ediyor. Bu dünya fantezilerle, şiirlerle, rüyalarla ve hayal gücüyle yoğurulmuş, insan doğasını anlamaya yönelik bir dünya. Gösterileri Las Vegas’tan Macau’ya, Paris’ten Wuhan’a kadar dünyanın birçok şehrinde 85 milyondan fazla seyirci tarafından izlenmiş ve takdir edilmiş.

Yeni dünyaya açılan kapı

Tüm bu gösteri içindeki deneyimlere ilham kaynağı olan masalları yansıtmak üzere tasarlanan Türkiye’nin çocuklara özel ilk oteli “Kingdom” çocuk krallığında hayat; çocuklar ve ruhu her zaman çocuk kalanlar için eğlenceli bir peri masalına dönüştürülmüş. Otelin iç mimarisi Arketipo Design tarafından yapılmış.

Proje’m dergisine The Land Of Legends’ta yarattıkları büyülü dünyayı anlatan Arketipo Design ortaklarından mimar Engin Urun, Türkiye’de başka bir örneği olmayan bu proje için çalışmaya başladıkları ilk andan itibaren oldukça keyif aldıklarını belirtti.

Proje geldikten sonra ilk iş olarak dünyadaki örneklerini incelemeye başlayan tasarım ofisi, genelde standart otel tasarımlarıyla karşılaşmış. Arketipo Design, The Land Of Legends’ın ise dışarıdaki eğlence konseptine uygun bir iç mekan tasarımının olması gerektiğine karar verip, dışarıdaki büyülü dünyayı içeriye de özgün tasarımlarla taşımış. Otel içindeki tasarımlarda birçok sürprizli unsur kullanan tasarım ofisi, çocuklara uygun sürpriz ve detaylar için pedagoglarla birlikte çalışmış.

Mimarisinde Roma konseptinin benimsendiği bir yapının içine eğlenceyi nasıl yerleştirebilecekleri konusunda uzun çalışmalar yapan Arketipo Design, kendilerinin de memnun kaldığı bir sonuca ulaşmış. Otele gelen çocuklar ve yetişkinler gün boyu parkta geçirdikleri eğlence ve adrenalin dolu saatlerin ardından odalarında da keyifli vakit geçirmeye devam edebiliyor. Play station, barkovizyon ve çift ekranlı Led TV gibi modern hayatın kolaylıkları ve eğlence imkanları ile donatılan odalar, restoran ve diğer bölümler parklardaki eğlencenin devamı niteliğini taşıyor.


Bir “Roma Sarayı”nın içine eğlenceli köşeler yerleştiren tasarım ofisi, ziyaretçilerin otelin içine girdiği andan itibaren neşeli tasarımlarla karşılaşması için tüm mobilyaları özel olarak düşünmüş. Lobiye girdiğiniz anda sizi balonlar karşılıyor; otel için özel oluşturulmuş yeni karakterlerin figürlerinin yer aldığı tasarımda vakit geçirmeden yollarına devam edemeyecekleri birçok eğlence köşesi de düşünülmüş.

Mobilya seçimlerinde de mimari tasarım dikkate alınmış ve Roma temasının kriterleri içeride de korunmuş. Bazı mobilyaların hafif klasik görüntüsü olmasına rağmen genelde neşeli, renkli ve farklı özel tasarımlar kullanılmış. Tüm mobilyalar özel tasarım ve üretim. Mimarlık ofisi her detayı defalarca düşündüğünden birçok yeni deneme yaparak en doğru tasarıma ulaşmış. Otel tasarımlarında Atrium’da normalde doğadan esinlenmeler ve piyano kullanılırken bu projede kaydıraklar, ipler yer alıyor.

Çocuk sağlığını da dikkate aldıklarını belirten Engin Urun, “Biz her otelde çocukların sağlığına dikkat ederiz ama bu otelde daha fazla düşündük diyebiliriz. Temaya da uyması adına zaten alışılagelmiş mobilyaları kullanmadık” diyor.

Bu kadar eğlenceli olan bir otelde “gürültü”lü bir ortam olmaması da ayrıca düşünülmüş, otelde odanızın kapısını kapatınca otel konseptini unutacağınız kadar sesten uzaklaşıyorsunuz.

Gelen misafirleri gece gündüz eğlencenin içinde tutmayı amaçlayan Arketipo Design, tema otellerinin sürekli değişikliğe açık olduğuna ve The Land Of Legends tasarımında da ufak değişikliklerin ve sürprizlerin eklenebileceği bilgisini paylaşıyor.  

Hem çocuklar hem ebeveynler için

 

Çocukların artık teknolojinin içinde olduğuna dikkat çeken Engin Urun, her odaya play station konulduğunu ve ebeveynlerin ister çocuklarla birlikte isterlerse yalnız vakit geçirecekleri düşünülerek her odaya üç farklı seyir imkanı sunan obje bulundurduklarını anlattı. Odaların ebatlarının da böyle bir imkan verdiğine dikkat çeken, “Birbirine bağlantılı odalar ya da süitler tutulduğunda başka köşeler de yer alıyor. Dışarıda acayip bir sosyallik var, yorgunluktan odaya geldiklerinde mutlu olacakları bir tasarımın içinde oyun oynayabileceklerini ya da bir şeyler izleyebileceklerini düşündük” diyor.

Teknoloji sadece odaların içinde değil; lobide de restoranda da dışarıda da düşünülmüş. Otelin farklı yerlerine dev ekranlar yerleştirilmiş.


Projenin seneye sona ermesi planlanan bir etabının daha olduğu bilgisini veren Urun, “Biz işin daha birinci etabını bitirdik. Antalya’ya katkısı çok büyük olan, sadece kendimiz için değil bütün oteller için düşündüğümüz ve uyguladığımız bir proje. Biz bu projede olmayanı başardık.
Burada amaç otel odası satmak değil, örneğin çocuklar orada sonsuza kadar kalabilir” ifadelerini kullanıyor.

Sadece çocuklar değil yetişkinler de eğleniyor

Otelde çocuk odaklı tasarımın olmasına rağmen tasarım detaylarında ve bölümlerinde yetişkinlerin de düşünüldüğü The Land Of Legends’ta yetişkinlerin “eğlence” dışında da keyifli vakit geçirebilecekleri birçok alan oluşturulmuş: Alışveriş merkezi, şık restoranlar, kapalı-açık havuz, spa...


Otelin restoranında, parçalı, farklı konseptleri barındıran bir tasarım tercih edilmiş. Restoranda tam odak noktasına çocuk alanı yerleştirilmiş ve buranın etrafında yetişkinlerin toplandığı bir alan oluşturulmuş. Çocukları o alanda tutabilmek için de yine dikkat çekici birçok unsur eklenmiş ve büfeler yine Roma’dan esinlenerek kasaba pazarı gibi dizayn edilmiş.


“Herkesin deneyimlemesi lazım”

Arketipo Design Mimar Engin Urun: “Projede en çok giriş kapısını seviyorum bir de kız odasını çok seviyorum. İki kızım olmasından kaynaklı, pembeler hoşuma gidiyor. Bir de dışarıdaki ambiyans çok güzel ama esas olarak bir dünya yaratılması çekici. Ben genel anlamda projeyi beğeniyorum çünkü Türkiye’de olmayan bir şey. Her yerinde bir detay var ve hepsi çok eğlenceli. Sürekli yeni keşiflerle karşılaşıyorsunuz. Herkesin deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum.”