Yeni nesil ofislerin üç ana trendi:
Mekansızlaşma, yenilenebilir enerji, sosyal yaşam kurgusu
Türkiye’nin önde giden kurumsal firmaları için ofis projeleri tasarlayan Tago Architects’in kurucusu Y.Mimar Gökhan Aktan Altuğ, ofis kültürünün geçmişten günümüze değişen bütün parametreleriyle farklı bir noktaya evrildiğini, çağdaş ihtiyaçlara yönelik olarak beklentilerin değiştiğini ve bu değişimin gerçekleşmesinde iş yaşamında kendine yer edinmiş dinamik, ne istediğini bilen ve kararlı Y kuşağının büyük rolü olduğunu söylüyor.
Her ofis yapısının, içerisinde üretilen iş bağlamında hem farklı bir tasarım anlayışı, hem de farklı bir mekan organizasyonu gerektirdiğine inanan Gökhan Aktan Altuğ, çekirdek yerinin ve aks sisteminin iyi kurgulandığı, zaman içerisindeki değişikliklere uyum sağlayacak mekansal planlamaya sahip, bölünebilir ofisler tasarlamanın gerekliliğine inanıyor.
Çalışma alanlarında sosyal yaşam kurgusu
Değişen iş yapma biçimleri, gelişen teknoloji ve yeni kuşakların beklentileriyle birlikte ofis mekanlarında tasarım açısından da yeni bir anlayışın gerekliliğini ifade eden Gökhan Aktan Altuğ, "Eskiden ofis tasarımlarında, çalışan beklentileri çok fazla dikkate alınmıyordu; ancak güncel durumda ofisler arası görsel bağlantının, ortak sosyal alanların iş gelişimine ve çalışan bağlılığına katkılarının farkına varıldı. Güncel eğilimlerin, ofis alanındaki sosyal yaşam kurgusu ve birimler arasındaki ilişkiler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Eskiden birimleri kat kat bölerken, şimdi artık farklı bir bakış açısı içerisindeyiz. Dolayısıyla tasarımlarımızı, o ofiste üretilen işin kendi dinamiklerini de dikkate alarak yapıyoruz" diyor.
Kocaeli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Taegutec Fabrika ve Yönetim Binası, Gökhan Aktan Altuğ ve ekibinin bu bakış açısıyla ele aldığı ofis tasarımlarından biri. Ofis kültürünün, iş hayatının ve sosyal yaşamın farklı ihtiyaçlarını bir araya getirerek, profesyonel hayatın çalışanlar üzerindeki olumsuz yansımalarını minimize etmeyi hedefleyen Tago Architects, tasarladığı sosyal yaşam alanları ve dış mekan bütünlüğü ile de ofis çalışanlarının her fırsatta ‘dışarı’ ile olan bağlantısını yenilemeyi hedeflemiş.
Yenilenebilir enerji sistemleri
Gökhan Aktan Altuğ, ofis yapılarına ekolojik değerler katabilmenin önemini şu sözlerle vurguluyor: “Ofis yapılarının, mimari tasarımdan iç mimari tasarıma kadar bütün detaylarının sürdürülebilirlik kavramı üzerine kurgulanması hem çalışan mutluluğu, hem de tasarım anlamında başarıyı getiriyor. Örneğin, çift cephe tasarımlarında arada sadece cephenin bakımı için bırakılan boşluklardan ziyade, çıkılabilir kat bahçeleri yaratarak hem çift cepheyi anlamlandırıyor hem de her katta kolay ulaşılabilir kat bahçeleri yaratıyoruz. Doğal ışığı içeriye maksimum derecede almaya, güney ve kuzey cephelerine uygun bir işlev dağılımı yapmaya ve önlem almaya, güneş kırıcılarını da en verimli olacak noktalarda doğru kullanmaya dikkat ediyoruz.”
Bursa, Osmangazi’de konumlanan ve yerel doğalgaz distribütörlerinin merkez binası olarak tasarlanan EWE & Bursagaz Merkez Ofisi, Tago Architects’in mimari tasarım ile yenilenebilir enerji sistemlerini birbiriyle entegre bir şekilde uyguladığı projelerin başında geliyor. Ofis yaşamı ve doğa dostu enerji sistemleri arasında pozitif bir bağ kurulan EWE & Bursagaz Merkez Ofisi’nde bu sayede yapı içerisinde iklim kontrolü sağlanarak binanın enerji tüketimi ve üretimi arasında bir denge yakalanmış.
Etrafındaki pek çok ikonlaşmış proje arasından doluluk-boşluk oranları, farklı malzemeleri birbirine etkileyici bir şekilde entegre eden cephe kurgusu ve kendine has mimari kimliğiyle sıyrılan Ulugöl Otomotiv Ofis Binası’nda ise bu değerler ışığında standart bir ofis tipolojisi sorgulanarak yeniden yorumlanmış.
Mekansızlaşma
1930’larda Frank Lloyd Wright’ın modern bir bakış açısıyla tasarladığı, açık ofis kavramının ilk örneklerinden biri olarak değerlendirilen “Johnson Wax Building DK 8” ofisi ile Amerika’da başlayan çözülmenin hızlı bir şekilde ve evrilerek devam ettiğini ifade eden Gökhan Aktan Altuğ, süregelen zaman içerisinde birçok dinamikle şekillenen ‘yeni nesil ofis’ algısında, ‘mekansızlaşma’nın giderek önem kazandığına inanıyor. Bu yeni eğilim, toplantı odalarının, seminer salonlarının ayrıca kiralandığı, ofis içerisinde açık bir kurguyla hareket edildiği, sosyal mekanların da çalışma alanı olarak kullanıldığı bir yapılaşmaya işaret ediyor. Çalışanların ofis içerisinde bulunma süreleri ve zamanlarının da değişmesiyle klasik mesai saatleri esniyor ve bu da ofis mobilyaları başta olmak üzere tüm tasarıma yansıyor.
Öte yandan kolektif ofislerin artık hiç de yabancı olmadığımız bir kavrama ve duruma dönüştüğüne işaret eden Altuğ, bütün bu çoklu yaklaşımların ofis tasarımlarını da kökünden değiştirdiğini ve daha da değiştireceğini savunuyor.
Dosyalama, arşivleme gibi çalışma alışkanlıklarına sahip, 90’lar kültüründe yetişmiş insanların yavaş yavaş emekli olmaya başlaması, 2000’ler kültürüyle yetişmiş insanların iş yaşamında çok aktif bir şekilde dahil olmasının en önemli dinamik olduğunu dile getiren Altuğ, "İki nesil arasında mekanın kişiselleştirilmesiyle ilgili önemli farklar bulunuyor. Y kuşağının ofislerinde kullanıcının kendinden de bir şeyler katabileceği açık ortamlar sağlamazsanız, kişileri o şirkete bağlayamazsınız. Bu da ofis tasarımını temelden değiştiren bir konu... Y kuşağı için kendi özgürlük alanlarını yaratılabilecekleri, içini tamamen diledikleri gibi değiştirebilecekleri ofisler tasarlamak zorundasınız. Geleceğin ofisleri, merkezi birey olan bir yapı üzerinde şekilleniyor" diyor.
Towers
Towers
Karat 34
Ulusal Otomotiv
Sur Yapı