otel dekorasyon

başa dön

Geleceğin Oteli, Bosphorus Sorgun Hotel

Geleceğin Oteli, Bosphorus Sorgun Hotel

Bir tarafı ırmak diğer tarafı orman ve deniz olan eşsiz bir doğa içinde, kareye yakın 16.000 m2 lik bir arsada konumlanan Bosphorus Otel, yapının tüm mekanlarına bu eşsiz doğa manzarasını sunmak, üzerine tasarlanmış. DNA Mimarlık tarafından ‘’Doğada köşe yoktur’’ fikrinden yola çıkılarak, doğanın her şeyi yumuşatması gibi köşeleri yumuşatarak ana forma ulaşılmış.



Plan düzleminde çözüme ulaştıran altıgen formuna öykünerek cephede altıgen geometrisi kullanılmış. Parametrik bir kabuk ile ana formu sarılarak, doğanın ve içerisindeki canlıların renk değiştirmesi, hareket ve dinamizmi örnek alınarak, parametrik kabuk hareketli ve renk değiştiren ışık sistemi ile bütünleştirilmiş. Yatırımcı Etit Demiroğlu A.Ş ve DNA Mimarlığın başarılı işbirliği ile ortaya çıkan Bosphorus Otel sade ama keyifli ayrıntılarıyla son derece başarılı bir proje olarak ortaya çıkıyor.

Bosphorus Otel tasarım planlı ama sıra dışı sürprizler sunarak, içinde gezdiğiniz her alanda bir farklılık hissi uyandırıyor. Arazinin eşsiz konumuna göre yerleşilmiş ve bu yerleşimle birlikte doğa ile ilişkili mekanlar oluşturularak bir çok planlı sürprizler izler oluşturulmuş. Bir tarafta deniz, orman, havuz üçlüsü diğer tarafta ise üzeri gezi tekneleri ile şenlenen bir ırmak. Farklı zamanlarda farklı mekân kullanımı ile ilişkilenmiş ve kullanıcıyı başka dünyalar görmeye iten bir yaklaşım düşüncesinin eseri. DNA Mimarlığın profesyonel ekibi tarafından otelin giriş fuayesinden, lobisine, çok amaçlı salonundan gece kulübüne, SPA’sından odasına kadar, her mekanı sürprizlerle bezenmiş.


Giriş kapısından adım attığınızda sizi başka bir dünyaya çeken ışıklı bir yol ile giriş fuayesine ulaşılıyor. Giriş fuayesi misafirleri bu farklı dünya ile tanıştıran gizli bir bahçe özelliği taşıyor.
 


Ağlayan duvar havuzu, dikey yeşil duvarı ve tavan boşluğunda asılı onlarca küresel aydınlatmaları ile uzaya açılan bir gökyüzü algısı oluşturulmuş.


Mermer kaideler şeklinde düzenlenmiş, birebir, sade ama net resepsiyon deskleri de oteldeki sıra dışı ayrıntılardan birini oluşturmakta.




Resepsiyon sonrası geçilen ana loby otelin eşsiz konumunun ipuçlarını verecek şekilde tasarlanmış. Bir tarafta ırmak, bir tarafta havuz, orman ve deniz manzarasına açık olacak şekilde boylu boyunca loby zaman geçirilecek keyifli alanlardan birini oluşturmakta. Panoromik asansörlerin galeri boşluğunda hareket etmesi diğer katlara ışınlanma hissi uyandırmakta.


Kalabalık bir tefriş düzeninden uzak oturma grupları dingin ve rahat bir tablo çizmekte. Turuncu renk ile neşelendirilen, paslanmaz kürelerin üzerinde suyun dans etmesiyle zenginleştirilen loby, ırmak manzaralı davetkar loby bar ile bütünleşmekte. Sade beyaz akriliğin akışkanlığını ve yumuşaklığını üzerine giymiş loby bar, arkasındaki gökyüzüne ulaşmaya çalışan detayları ile yüksek tavanlardan sarkan aydınlatmalar olan bu farklı dünyanın kuşları ile uçmaya çağırır hissi uyandırıyor.




Ana Restoran havuz ve iç bahçe ile görsel ilişkili, yemeğin ve mutfak kültürünün mabedi olarak tasarlanmış kutsal alan olarak düşünülmüş. Lezzet hafızası ile mekan hafızasını birleştirerek, misafirleri eşsiz deneyimlere hazırlamakta. Sarı, siyah ve grinin renkleri ile farklılaştırılmış, doğanın mükemmel altıgenlerden oluşan arı peteklerine öykünen detayları ile göz alıcı çizgilere sahip.

Alt loby havuz ve iç bahçe ile görsel ilişki kuran, ana restoran, çok amaçlı salon, gece kulübü, spa arasında bağlantı sağlayan keyifli ve hareketli bir mekandır. Bu hareketliliği yeşil renk ile dengelenerek ana lobye alternatif sunmakta. Loby bar ve pasta bar ile zenginleşmiş, mağazaların vitrinleriyle birleşmiş, akışkan bir o kadar da özel bir alan görünümündedir.


Irmak manzarasına hakim farkı alakart restoranlar bir arada ama ayrı olarak tasarlanmış ve ocak başı ile taçlandırılmış. Alakart restoranların duvar ve tavanlarından, ırmaktan geçen teknelerin yansımalarının seyredilebildiği illüzyonlar ile misafirlere hem lezzetli yemekler hem de görsel bir şölen sunuluyor.

Spa işlevlerinin farklı olarak yorumlandığı, havuz ve bahçe ile görsel ilişki kuran, ferahlık ve dinlenme hissini maksimum düzeyde yaşatırken, sade ama çarpıcı çizgilerle dikkat çekiyor. Kapalı havuz ve fitness alanının birebir görsel ilişkisi ile sağlık ve spor birlikteliğini hatırlatıyor. Kışın açık havuz içinde oluşturulan sıcak havuz bölümüne kapalı havuzdan da ulaşabilirken, kapalı alan ile açık alan birlikteliğine kavuşmakta mümkün kılınmış.

Otelin bir çok alanında hissedilen ve Mimar Nail Atasoyun mesleki izlerinden biri olan ‘’Doğaya Saygı’’ hamam ve Spa bölümünde de kendini en sıradışı hali ile hissettiriyor.
Genelde yeraltında duygusu uyandıran kurgusuyla birlikte, suni ışık veya fil gözleri ile sınırlı gün ışığı alan boğucu mekanlar olarak uygulanmış hamam, otelde çok farklı bir konsept ile karşımıza çıkıyor. Bosphorus Otelde Hamam yer üstüne çıkıyor ve gerçek gün ışığı ile hayat buluyor. Sadece bedenlerin yıkandığı yer değil ruhun da gün ışığında yıkanarak arındığı bir mekan olsun düşüncesi ile tasarlanan hamam, sinerji cam çözümleri kullanılarak mermer duvarlı hamam kalıbının yıkıldığı bir alan olarak karşımıza çıkıyor. İçeriden dışarının görülebildiği ama dışarıdan içerinin görülmesine engel olan cam üstü kaplamasıyla ihtiyaç duyulan mahrumiyette korunmuş

Çok amaçlı salon, hem tesis içinden hem de tesis dışından ulaşım imkanı sağlanmış sıra dışı mekanlardan birini oluşturuyor. Çok amaçlı salon elips formu ve 1000 m2lik kullanım alanına sahip. Salonun inşasında kullanılan ve 33 m geçiş imkanı sağlayan ön germeli kirişler, salonun bir parçası olarak görünmekte. Bu kirişler hareketli ışık sistemi ile birlikte sunulurken, farklı zaman ve farklı mekan duyguları yaşanmasına imkan vermekte.

 

İhtiyacınız olan her şeyin özenle tasarlandığı sadelikte, duyguların alternatif renkleri ile çoğaltılmış odaların her biri farklı bir manzaraya sahip. Kimi odalara deniz manzarası hakimken, kimi odalar nehir manzarası ile gelen misafirlere keyifli alternatifler sunuyor.